İskoçya'da doğan Spence, 1839'da ailesiyle birlikte Güney Avustralya'ya göç etti. Ailesinin maddi sıkıntıları nedeniyle genç yaşta çalışmaya başlayan Spence, özel dersler vererek geçimini sağladı. Bu süreçte eğitimin önemini kavrayan Spence, öğretmenlik mesleğini benimsedi ve eğitim reformu konusunda çalışmalar yapmaya başladı.

Spence'nin edebiyat kariyeri, çocuk kitapları yazarak başladı. "Clara Morison: A Novel" adlı romanı, Avustralya edebiyatında önemli bir yer tutar. Roman, 19. yüzyıl Avustralya'sında kadınların karşılaştığı zorlukları ve toplumsal cinsiyet rollerini ele alır. Spence, romanlarında ve diğer eserlerinde kadınların eğitimine, oy hakkına ve ekonomik bağımsızlığına vurgu yapmıştır.

Spence, aynı zamanda ateşli bir feministti. Kadınların oy hakkı için mücadele eden derneklerde aktif rol aldı ve kadınların siyasi ve toplumsal hayatta eşit temsil edilmesi için çalıştı. "Effective Voting" adlı eseri, seçim sistemleri üzerine yaptığı çalışmaları ve daha adil bir temsil sistemi için önerilerini içerir. Spence, ütopik bir toplum vizyonu çizen "Mr. Hogarth's Will" adlı romanında ise toplumsal eşitlik ve adalet üzerine düşüncelerini ortaya koymuştur.

Spence'nin düşünceleri, zamanının ötesindeydi ve günümüzde de hala geçerliliğini koruyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim reformu ve demokratik katılım konularındaki çalışmaları, Avustralya toplumunun şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Spence, sadece bir yazar ve aktivist değil, aynı zamanda geleceğe dair umutlu bir vizyon sunan bir düşünürdü. Onun mirası, bugün de feminist hareketlere ve toplumsal reform çabalarına ilham vermeye devam ediyor.

Catherine Spence'nin fikirleri, günümüzdeki feminist tartışmalara ışık tutuyor. Özellikle toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanması ve kadınların güçlendirilmesi konularında, Spence'nin eserleri ve düşünceleri önemli bir kaynak niteliği taşıyor. Spence'nin ütopik düşünceleri, daha adil ve eşitlikçi bir toplum yaratmak için bize ilham verebilir.

Son olarak, Spence'nin hayatı ve eserleri, Avustralya tarihinin ve feminist düşüncenin önemli bir parçasını oluşturuyor. Onun mirası, gelecek nesillere ilham vermeye ve toplumsal değişimi teşvik etmeye devam edecek. Spence, bize sadece geçmişi anlamak için değil, aynı zamanda geleceği inşa etmek için de yol gösteriyor.